SIK SORULAN SORULAR

Hipofiz Bezi Hastalıkları

1- Prolaktin hormonu nereden salgılanır.

Beynimizin altında yer alan, kabaca fındık büyüklüğündeki hipofiz bezinden salgılanır. 

2- Prolaktin hormonu ne işe yarar?

Hamilelik sırasında prolaktin salgısı artar ve meme dokusunun büyümesini sağlar. Ayrıca doğumdan sonra emzirme sürecinin başlamasını sağlar. Bebeğin emmesi ve meme başının uyarılması prolaktin salgısını arttırır. 

3- Hastalıklar dışında prolaktin salgısını artıran durumlar nelerdir?

Prolaktin salgısı fizyolojik olarak, yani normal olarak gebelik ve doğum sonrası artar. Böylece annenin bebeğini emzirmesi sağlanmış olur. Bunun dışında uyku, egzersiz, duygusal ve fiziksel stres de prolaktin düzeyini bir miktar arttırabilir. Ayrıca meme veya göğüs duvarı uyarıları ve travmaları, cinsel ilişki ve yüksek proteinli bir diyet prolaktin seviyesini  arttırabilir.

4- Hangi hastalıklarda prolaktin artışı olur?

Hipofiz bezi hastalıkları başta olmak üzere, tiroid tembelliği (hipotiroidi), kronik böbrek yetmezliği, siroz, epilepsi, polikistik over sendromu, yalancı gebelik, göğüs duvarı travmaları veya cerrahisi, göğüs duvarı zona hastalığında prolaktin artışı olabilir. 

5- Hastalık dışında prolaktin hormonunun yükseldiği durumlar nelerdir?

Bazı ilaçlar prolaktin hormonunu yükseltebilir. Vücuda zararı olmayan büyük prolaktin üretiminin artması kan prolaktin düzeyini yükseltebilir (makroprolaktinemi-tedavi edilmez). Ayrıca cinsel ilişki, egzersiz, emzirme, gebelik, uyku, stres gibi durumlar da hastalık olmadan prolaktin düzeyini yükseltir. 

6 Hangi ilaçlar kanda prolaktini yükseltebilir?

Bazı anestezi ilaçları, epilepsi ilaçları, depresyon ilaçları, allerji ilaçları (anti-histaminikler), tansiyon ilaçları, östrojen içeren ilaçlar, şizofreni ilaçları, bazı narkotik ilaçlar. 

7- Yalancı prolaktin nedir?

Büyük molekül ağırlıklı prolaktin üretiminin artması durumudur. Hormonal bir etkisi yoktur. Bir hastalık yaratmaz ve tedavi edilmez. 

8- Yalancı prolaktin nasıl tespit edilir?

Prolaktin düzeyi özel bir yöntemle çalışılarak gerçek ve yalancı prolaktin düzeyleri ayırt edilebilir. 

9- Yalancı prolaktinin tespiti neden önemlidir?

Yalancı prolaktin tespit edilerek, gereksiz ileri test yapılmasını, örneğin hipofiz MR çekilmesini ve gereksiz tedavi verilmesini engellemiş oluruz. 

10- Hangi hipofiz bezi hastalıkları prolaktini yükseltir?

Hipofiz bezinin iyi huylu kitleleri (adenomları), otoimmün iltihapları, mikrobik iltihapları, hipofiz bezi kistleri, beyin ameliyatları, beyne ışın tedavisi verilmesi, çok nadiren hipofiz bezi etrafında yer alan tümörler.

11- Prolaktinoma ne demek?

Prolaktin üreten, hipofiz bezinin iyi huylu kitlelerine, yani hipofiz adenomlarına prolaktinoma denir. 

12- Prolaktinoma büyüklüğü ne kadar olur.

Genelde 1 cm altında olur. Bunlara mikro prolaktinoma denir. Daha az olmakla birlikte bazen de 1 cm üstünde olabilir. Bunlara da makro prolaktinoma denir. 

  • Mikro adenomlar: 10 mm'den küçük olanlar. 

  • Makro adenomlar: 10 mm ve üzeri olanlar

  • Genel dağılım oranları kabaca şu şekildedir:

    • %70’i mikro adenom

    • %30'u makro adenom

13- Prolaktin salgılayan hipofiz adenomları kadınlar ve erkekler arasında farklılık gösterir mi?

  • Kadınlarda, özellikle doğurganlık çağında, mikro-adenomlar daha sık görülür. Kadınlarda genelde adet düzensizlikleri, gebelik olmadan süt salgısı olması ve kısırlık gibi erken belirtilerle tanı konulmasını sağladığı için mikro daha çok görülür.

  • Ancak erkeklerde belirtiler geç fark edildiği için tanı genellikle geç konur. Bu nedenle erkeklerde makro-adenomlar daha yaygındır.

14- Prolaktin salgılayan hipofiz adenomları kadınlarda ne gibi bulgulara yol açabilir?

Adet gecikmesi, hiç adet olmama, göğüslerden süt gelmesi, kısırlık yapabilir. Ayrıca tüylenme artışı, akne, cinsel işlev bozukluğu, vajinal kuruluk, kemik erimesi, baş ağrısı, görme problemlerine yol açabilir. 

15- Prolaktin salgılayan hipofiz adenomları erkeklerde ne gibi bulgulara yol açabilir?

Cinsel isteksizlik, sertleşme sorunu, kısırlık, güçsüzlük, meme büyümesi (jinekomasti), kemik erimesi, baş ağrısı, görme problemlerine yol açabilir. 

16- Prolaktinim yüksek ama yukarıdaki bulgulardan hiç biri yok. Olabilir mi?

Evet olabilir. Hafif yüksekliklerde şikayet olmayabilir. Ayrıca yalancı prolaktin yüksekliği gibi hastalık olmayan prolaktin yükseltici bir nedene bağlı olarak yükselmiş olabilir. 

17- Kanda normal prolaktin değeri kaç olmalıdır?

Laboratuvar ölçüm yöntemine ve birime göre değişmekle birlikte genelde 5-20 ng/mL arasındadır. Kadınlarda 25 ng/mL'ya kadar normal sayılır. Uyku, egzersiz, stres, meme veya göğüs duvarı uyarıları, cinsel ilişki ve yüksek proteinli diyetin prolaktin seviyesini hafifçe yükseltebileceği için kan veremeden önce bu hususlara dikkat edilmelidir. Hafif prolaktin yükseklikleri bu gibi sebepler başta olmak üzere polikistik over hastalığı veya kullanılan ilaçlara bağlı da olabilir. 

18- Prolaktin yüksekliğinin derecesi ile hipofiz hastalığı arasında bir bağlantı var mıdır?

Evet vardır. Prolaktin ne kadar yüksekse, hipofiz adenomu da o oranda büyüktür. Mikro-adenomlarda yani 1 cm altındaki lezyonlarda prolaktin salgısı genelde 300 ng/mL altındayken, makro-adenomlarda yani 1 cm üstündeki lezyonlarda prolaktin salgısı genelde 300 ng/mL hatta 500 ng/mL üstünde yer alır. 

19- Makroadenomum var ancak prolaktin yüksekliği çok fazla değil. Nasıl olur. 

Bu aslında oldukça teknik bir konu olup basitçe anlatacak olursak, iki sebepten olabilir. Birincisi hormon salgılamayan bir hipofiz adenomunuz vardır ve büyüklüğü nedeniyle hipofiz sapına bası yaptığı için prolaktin değerinizi hafif yükseltmiş olabilir. Buna yalancı bir yükseklik denebilir. İkincisi, aslında büyük adenomunuz gerçekten prolaktin salgılıyordur. Fakat ölçüm tekniği nedeniyle olduğundan düşük ölçülüyor olabilir. Bu durumda da endokrinoloğunuz biyokimya hekimi ile görüşüp farklı bir şekilde çalışmasını isteyerek gerçekten çok yüksek olan değerleri saptayabilir. Buna da yalancı düşüklük denir. Tüm bu ayrıntılar tedavi kararını etkiler. 

20- Prolaktin salgılayan hipofiz adenomlarında tedavi nasıl yapılır?

İlaç tedavisi ile oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Hastaların %80-90'ında prolaktin hormonunda düşme ve adenom boyutunda  belli oranda küçülme olmaktadır. Hastaların az bir kısmında ameliyat gerekirken, çok nadiren radyoterapi gerekebilir. 

21- Prolaktin salgılayan hipofiz adenomlarında ameliyat ne zaman gerekir?

İlaçlar yan etki nedeniyle kullanılamıyorsa, ilaçlara karşı direnç var ise ve tedavi sırasında lezyon içine kanama veya başka bir nedenle apopleksi denilen acil durum gelişirse ameliyat gerekebilir. Bazen de hasta isteği ile ameliyat yapılabilir. Ameliyatın etki ve olası yan etkileri açısından aydınlatılmasına rağmen sürekli ilaç kullanmak istemeyenlerde yapılabilir. 

22- Hipofiz apopleksi ne demektir, nasıl tedavi edilir?

Hipofiz bezindeki kanama veya infarkt sonucu gelişen, nadir görülen, acil müdahale gerektiren klinik bir tablodur. Ani başlayabilir, ani başlangıç tüm hipofiz adenomlarının %1-9'unda görülürken, subklinik dediğimiz yavaş başlangıç %15-25 oranında gelişir. Ani başlayanlarda baş ağrısı ile birlikte görme kaybı ve değişik derecelerde hipofiz hormon yetersizliğine bağlı bulgular ortaya çıkabilir.  Hipofiz apopleksi tedavisi, hastane şartlarında hatta gerekiyorsa yoğun bakımda yapılabilir. Başta kortizon olmak üzere eksik hormonlar yerine konur, sıvı ve mineral tedavisi yapılır. Tedavi acil olarak planlanmalıdır. Ancak görme kaybı ile birlikte ciddi nörolojik bulguları varsa acil ameliyat etmek de gerekebilir. 

23- Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu olan biri, gebelik istiyorsa nelere dikkat edilmelidir?

Öncelikle prolaktin salgılayan hipofiz adenomu geçici kısırlık nedenidir. Bu nedenle tedavi edilmeden gebelik oluşma ihtimali düşüktür. Zaten bazen, kadın doğum uzmanı tarafından kısırlık nedenleri araştırılırken saptanırlar ve tedavi sonrası gebelik gerçekleşir. Ancak gebelik sırasında artan östrojen etkisi, adenomu büyütebilir. Bu nedenle adenomun boyutu kritik öneme sahiptir. Eğer mikro ise yani 1 cm altında bir adenom var ise genelde ilaç başlanır ve ilaç altında gebelik gelişince ilaç kesilir. Gebelik boyunca MR çekmeden veya kanda prolaktin düzeyi bakmadan, klinik ve bir takım parametreler açısından periyodik takip yapılır. Mikro adenomlar genelde gebelikte önemli bir sorun teşkil etmez.

Ancak makro adenom var ise, zaten büyük olan adenom, gebelikte östrojen etkisi ile daha fazla büyüyebileceği için, bu grup hastalarımızda takip ve tedavi çok daha hassas ve meşakkatlidir. Bazen gebelik öncesi ameliyat gerekebilir. Bazen ilaç tedavisi gebelik boyunca devam edilebilir. Bazen gebelikte tekrar ilaç başlanabilir veya gebelik sırasında ameliyat gerekebilir. Bazen gebeliğe izin verilmeyebilir veya 1-2 yıl geciktirilebilir. Gebelik oluştu ise duruma göre 2-3 ayda bir göz doktoru tarafından görme alanı muayenesi gerekebilir. Klinik gereklilik varsa gebelik sırasında MR çekilebilir. Benzer şekilde emzirme süresince de yakın takip gerekir. Gerekirse emzirmenin kesilmesi istenebilir. 

24- Hangi ilaçlar prolaktini yükseltebilir?

Risperidon, Haloperidol, Olanzapin, Amisulprid, Sulpirid, Sertralin, Fluoksetin, Paroksetin, Amitriptilin, Metoklopramid, Domperidon, Prometazin, Etinilestradiol (doğum kontrol haplarında), Verapamil, Metildopa, Morfin, Kodein, Fentanil, Ranitidin, Simetidin, Valproik asit, Karbamazepin, Rezerpin etken maddelerini içeren ilaçalar prolaktini yükseltebilir. 

25- İlacım prolaktini yükseltti, kesmeli miyim?

Kullandığınız ilaç prolaktini yükseltiyorsa, ilacı kesip kesmeme kararı o ilacı veren hekime aittir. Eğer mevcut hastalığınızı kontrol eden en iyi ilaç bu ilaç ise, genelde ilaca devam edilir. Bu süreçte endokrinoloğunuz da öncelikle prolaktin yüksekliğine neden olabilecek başka bir hastalık olup olmadığına karar verir. Başka bir hastalık yok ve sebep ilaç ise, ilaca bağlı prolaktin yüksekliği için tedavi gerekip gerekmediğine karar verir. Gerekiyorsa uygun tedavi ve takibi yapar. Örneğin şizofrenisi olan birinde prolaktini yükselten sebep ilaç ise, psikiyatri doktoru bu ilacın tedavideki gerekliliğine göre, tedaviye devam edip etmeme veya ilacı değiştirme kararını verir. Endokrin hekimi ile birlikte süreç yönetilir.